En son söyleyeceğimi en baştan söyleyen biri olarak belirteyim; bu yazı bataklıkta çırpınan bir halkın çıkış yolu için başköşeye koyduğu isimlerden birine sitem yazısıdır.
Ekrem İmamoğlu...
Sana söyleyeceklerim var, duyarsın umarım.
Senden bir yaş büyüğüm.
Sakın zannetme ben büyüğüm, dinle diyeceğimi.
Yaşa inanmam. Saygım emeğedir, tırnakla kazıyanadır... Biat kültürünü s*ktir edip, koltuğa kaykılıp beliyle değil, bilgisiyle, zekâsıyla, sırtıyla dimdik oturanadır.
Sen şimdi sözde muhalif kontenjanından Nagehanı'ı, Akif'i, Ertuğrul'u çağırıp başköşeye aldın ya...
İşte bizim meslek onurumuza ne dokundu biliyor musun?
Keşke bu isimler gazeteci olsaydı be Ekrem!
Çıtımız çıkmazdı...
Bizler... 2002'den itibaren tek tek işsiz kalmış gerçek gazeteciler...
Bak yanındaki Murat Ongun herkesi iyi tanır.
Aslında o da bilir gerçek gazeteci kimdir?
Ama avrat otu gibidir zirve havası… Zehirler...
Murat'ın tahmin ettiği gibi 200-300 kişi değiliz biz.
Fotoğraf krizini histeri krizine de çevirmedik.
Ekrem, bize ‘akıllı olun’ dedin ya, işte biz akıllandığımız için sana bu tepkiyi verdik.
Bin bir türlü çıkarı olan bir gruba karşı her türlü ahlaksızlığı meşru görmüş insanlarla göz göze olmaya tenezzül ettiğin için çok bozulduk biz oğlum...
Nagehan bizim anlık öfkemiz değil...
Türbanlı bacıya işeyen adamlar yalanı... Ve daha çok fazlası.
Görüşlerine ve onayına kıymet verdiğin o isimlerden rahatsız olan 200-300 kişi değiliz biz… Biz o isimleri her gördüğümüzde yazdıklarını, dile getirdiklerini unutmayıp sinir uçları sıyrılmış milyonlarız. Ama aptal değiliz.
Bizim gezimiz senin Karadeniz gezinden farklı...
Biz korku duvarını aştık.
Haydi yine sokağa dökülün de sizi keklik gibi avlayalım diyenlerin zekasından büyük irademiz.
Biz o meydanlarda diyeceğimizi dedik.
"Her şey çok güzel olacak”tan, "Akıllı olun"a geçen süreç ne çabuk!
Sorun, farklı görüşten gazeteciyi muhatap almanız değil, milyonlarca insanın mağduriyetinde payı olan, ülkenin 20 yıllık yıkımının başrol oyuncularını gazeteci sanmanız!
Tetikçileri gazeteci diye pazarlamanız!
Biz, yeter bu adaletsizlik, gün gelecek devran dönecek diye umarken bize, hiç bir şey değişmeyecek algısını sunmanız.
***
Ekrem... Sen ve Türkiye'deki birçok şehir başkanının zaferini öğrendiğim o gece ben evde Neşet Ertaş açtım... Bahçe duvarından aştım... Sarmaşık güllere dolaştım dedim...
Biz o bahçe duvarını aştık. Kemirgenleri ardımızda bıraktık.