Üstat Özdemir Asaf’ın deyişidir; ‘Bütün renkler kirleniyordu, birinciliği beyaza verdiler…’ Günümüze uyarlarsak bana göre, ‘bütün renkler’ ülkenin genel durumunu, ‘ilk kirlenen beyaz’ ise medyayı betimleyen bir cümledir. Ve medyadaki kirlilik en kötüsüdür; günümüzde ‘nirvana’ya ulaşsa da başlangıcı çok öncelere dayanır.
Evet, ülkemiz, mevcut siyasal iktidar eliyle yaratılan şu ortamda her alanda kirlilik yaşıyor. Ekonomi, eğitim, sağlık, kültür sanat, sosyal hayat, Cumhuriyet değerleri, insan hakları, özgürlükler… Nereye baksan bir kirlilik ve olumsuzluk karşımıza çıkıyor. Ve halkın bu kirliliği öğrenmesini, bilgilenmesini sağlayacak tek araç, gerçekleri cesurca yazan, söyleyen medyaya sahip olabilmek! Elbette bunu layıkıyla yapmaya çalışan ve karşılığında ciddi bedeller ödeyen bir avuç yayın kuruluşu ve cesur gazeteci var ama ne yazık ki Türkiye’de medyanın çok büyük bir bölümü bu kirlilikten payını fazlasıyla almış durumda. Medya artık ‘beyaz’ olmaktan çok uzak ne yazık ki!
Bir ülkede medya ‘temiz’ değilse orada zaten bütün renkler ‘kirlenmiştir’ ve ‘beyaz’ın kirliliği en kötüsüdür! Çünkü basının kirlendiği bir ülkede, gerçekler örtülür, beyin yıkama ve algı operasyonları devreye girer.
BAMAD’ın düzenlediği 1. İzmir Basın Kampı’nda işte bu kötü gidişten çıkış yolu aramaya çalışan sektörün temiz kalmış unsurları bir araya geliyor. Pek çok oturumda ele alınacak konularla bu etkinlik, medyada bir durum tespiti yapılmasına ve çözüm yolları aranmasına katkı koyacaktır.
‘Temiz medya’nın ekonomik, mali kıskaç içinde, sansür baskısıyla başa çıkmaya çalıştığı, ceza evlerinin gazetecilere yol yapıldığı şu dönemde böyle bir etkinliğe imza atmak gerçekten cesaret işi. Ama yılmak yok, daha iyi bir gazetecilik için yol arayacağız, çözüm üreteceğiz ve kirlenen medyanın yine ‘beyaz’ olabilmesi için çaba göstereceğiz, dayanışma sergileyeceğiz. Yolumuz çok zorlu biliyoruz ama hep birlikte bir yol arayacağız!