Egemen siyasal anlayış yakılmamızda bir sakınca görmüyor.

Sivas’ta yakılmadık mı?

Ormanlarımızda yakılan canlar bizim canlarımız değil miydi? Kurduyla kuşuyla, börtü böceğiyle, ağaçlarıyla makilik alanlarıyla yakılan biz değil miydik?

Roboski’ de 33 kere öldürülmedik mi?

Uçaklarıyla, helikopterleriyle bu görevleri derhal yerine getirenler, Mazıdağı ve Çınar ilçeleri arasındaki elektrik hatlarının neden olduğu yangına müdahale edecek yangın söndürme uçaklarıyla helikopterleri ortalıkta olmayışlarına akla aykırı bahaneler uydurdular.

Halklara karşı her türlü olanakla varlar. Ancak halkların yararına hiçbir işte yoklar.

Ekonomide de bu böyle değil mi?

Ülkeyi yutanlara tüm kolaylıklar ve olanaklar sunulurken, halklara vergi üstüne vergi salınmıyor mu?

Elektrik hatlarının bakımsızlığından kaynaklanan yangınla ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, CHP milletvekilleri Veli Ağbaba, Sezgin Tanrıkulu, Ahmet Baran Yazgan ve CHP İl Başkanı İsmail Akyıl’ın içinde olduğu heyet yangın bölgesine giderek hayatını kaybedenlerin ailelerine taziye ziyaretinde bulundular.

CHP Heyeti yaptığı açıklamada:

“… CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, yangın bölgesinde büyük bir felaketin yaşandığını dile getirdi. Olayla ilgili hem muhtarları hem görgü tanıklarını dikkatle dinlediklerini belirten ve “…herkesten DEDAŞ’ın sorumlu olduğunu dinlediklerini… Bizde burada görüyoruz 50 yıllık direklerle elektrikler veriliyor…” diyen Başarır, “Yangında önemli bir diğer kusurun da müdahalenin geç yapılmış olmasıdır. Müdahale geç yapıldığı için bu kadar insan yaşamını yitirdi ve zarar bu kadar büyük oldu. Bu konunun da araştırılması gerekiyor. Cumhuriyet savcılarının nesnel ve objektif bir şekilde araştırma yapması gerektiğini…” söyledi. Başarır, “Burada su, elektrik internet yok. İnsanlarımız yaşamlarını zor yürütüyor. Zaten insanlarımız hayvanlarına bakmak ekinlerini kurtarmak için yaşamlarını yitirdi. Bizlerde, belediyelerimizden destek isteyeceğiz. Bu olayın bütün gerçekliği çıkana kadar burada olacağız” ifadelerini kullandı.

Daha sonra konuşan CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, “Buradaki yangın elektrikten kaynaklanıyor. Burada özelleştirmenin sonucunu görüyoruz. Hiçbir yatırım yapılmamış. Elektrik telleri kaynak yapılarak elektrik veriliyor. Bu ciddi bir şekilde araştırılsın ve bir daha benzer şey olmasın. Suçlu köylü gösteriliyor ama suçlu bakım yapmayanlardır.” şeklinde konuştu.

CHP’li Sezgin Tanrıkulu da, “…“Önlenebilir nedenlerle insanların hâlâ yaşamını yitirmesi benim açımdan kahredicidir. 2024 yılında hala bu direklerden hizmet alıyorsak, halen kâr amaçlı bu hizmete bakılıyorsa ve hala buralara nefret söylemi yaratılarak yurttaşlarımızın acısıyla ortaklaşamıyorsak bu beni kahrediyor. 15 yurttaşımız yaşamını yitirdi. Bunun müsebbibi olanlardan hesap soracağız” dedi.

DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Koçyiğit de TBMM’ de yaptığı basın toplantısında: “…Türkiye’de yurttaşın canının bir kıymeti olmadığını” dile getirerek, “Bu ülkede yurttaşı düşünen bir iktidar ve devlet aklı ne yazık ki yoktur. Bu nedenle insanları yaşamı canlıları ekolojik dengeyi öncelemeyen varsa yoksa kendi iktidarını ayakta tutmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız… Yasakçılıkta, baskıda, yurttaşı susturmada hızlı bir şekilde tartışmasız olan AKP deprem, sel olunca kaplumbağa hızıyla hareket ettiğini ve insanları çaresiz bir şekilde ortada bıraktığını çok açık ve net bir şekilde görüyoruz” dedi.

Koçyiğit, “Daha geçen yıl Yunanistan’da yaşanan yangına iki uçak bir helikopter gönderen Türkiye söz konusu Kürtlerin yaşadığı bölge, Kürtler olunca bu ülkedeki milyonlarca yoksul olunca ne uçağı ne helikopteri oluyor. Saraya uçak filosu düzenlerin bir gece görüşlü uçak ve helikopter bulundurmaması ve yangına bir helikopterle müdahalede bulunmamasını nereye konumlandırabiliriz” diye konuştu.

DEDAŞ’ı sorumlu tutan ailelerin Diyarbakır Valisinin korumaları tarafından darp edildiğini hatırlatan Koçyiğit, milletvekillerinin bölgeye gidişinin de engellendiğini söyledi. Koçyiğit, “Neden hangi gerekçeyle? Bütün gece milletvekillerimiz telefon açtılar. Hem Mardin hem Diyarbakır Valiliği. Helikopter kaldırın, yardım edin, yangın büyüyor insanlar yaşamını yitiriyor dediler. Telefona bile çıkamadılar. Telefona çıkmayan vali kendisi taziyeye gitti diye gidip orada milletvekilinin oraya girişini engelliyor” dedi.

Evet, ülkemiz yangın yeri!

Çare birleşmek, muhalif siyasal partilerde örgütlenmek, mücadeleye etkin olarak katılmaktadır.

Yoksa hepimizi yakarak küllerimizden zenginliklerine zenginlikler katacaklar!