Önce bir haber çıktı “Ak Parti MKYK Üyeleri Cumhurbaşkanı ile birlikte aşı oldu” denildi. Daha sonra aşı olan MKYK üyelerinin üçü doktor ikisi eczacı beş kişi olduğu, bunların da sağlık çalışanı olduğu için aşı olduğu, diğer MKYK üyelerinin aşı olmadığı açıklandı. Böyle dendiğine göre doğrudur diyelim. Ama şunu demeden de geçmeyelim. Sınırlı sayıda gelen aşının açıklanan aşı programı dışında hiç kimseye ama hiç kimseye uygulanmayacağına, aşı olma konusunda kimseye ayrıcalık yapılmayacağına inanan var mı? Toplumda bu güvensizlik varken aşının adaletli ve doğru şekilde dağıtılacağına nasıl inanacağız?
Yayınlanan aşı grupları listesine göre (67 yaşında olduğu için) ancak yedinci sırada aşı olabilecek Cumhurbaşkanının sırası gelmeden aşı olmasından sonra Sağlık Bakanı “topluma örnek olun” gerekçesiyle siyasi parti liderlerini “sıra harici” aşı olmaya çağırdı. Devlet Bahçeli ve Meral Akşener bu çağrıya uydu ve aşı oldu. Kemal Kılıçdaroğlu ise önce tüm sağlık çalışanlarının aşı olması gerektiğini, kendisinin herkes gibi sırasını bekleyeceğini açıkladı ve bu “liderler aşı zirvesine” katılmadı.
Sağlık çalışanlarının tamamı bile henüz aşılanmamışken, yaşlı, engelli ve koruma evlerinde çalışan kişilere sıra gelmemişken “devletin zirvesinin” aşı olması bize bir kez daha bu ülkedeki değer yargılarının ne olduğunu, insanların bırakın kanun önünde eşit olmayı ölüm önünde bile eşit olmadığını gösterdi.
Monarşiyle yönetilen İngiltere’nin açıkladığı aşı programında Kraliçe ancak ikinci sırada (yaşı nedeniyle) yer bulmuş, hiçbir kraliyet mensubuna özel sıra tanınmamışken Anayasasında “demokratik cumhuriyet” olduğu yazılı ülkenin vatandaşları olarak saray erkânının aşılanmasını izlemek ve sıranın bize gelmesini beklemek zorundayız.
Oysa bırakın herkesten önce aşı olmayı, bütün salgın süreci boyunca; maske dağıtamadıkları, işsizlere işsiz kattıkları, esnafa el uzatamadıkları, halka yardım etmeye çalışan belediyelere engel oldukları, yeterince aşı alamadıkları için özür dilemeleri, en azından normal sıralarını beklemeleri gerekmez miydi?
Benimki de laf işte. Ne de olsa burası bireylerin değil, devletin ve kendilerini devlet sayan yöneticilerin kutsandığı, halktan insanların yaşamlarının değersiz sayıldığı bir ülke. Öyle olduğu için neredeyse kimse “onlar neden önce aşı oldu” diye sormadı bile. Sormadıkları gibi ülkenin sağlık bakanı ülkenin muhalefet liderlerine “hadi gelin siz de sıra beklemeden aşı olun” diyebildi. Ama olsun. Sormasalar da yüksek sesle söylemeseler de bu yapılanların yanlış olduğunu düşünen insanlar var hâlâ bu ülkede. Ve bu ülkenin aydınlık güzel günlerini aşı olmak için torpil arayanlar, siyasi gücünü kullananlar değil her yaşamı kutsal sayan o güzel insanlar kuracak.