Salda Gölü katledildi! Milyonlarca yılda oluşmuş doğa harikası yok edildi. Talan, yağma amaçları olanlar yaptılar. Daha zengin olacaklar. Daha da egemen olacaklar. Ne pahasına?
Tek Salda Gölü mü? Salda sadece biri. Kışın yakılan Karadeniz ormanları! Yok edilen su varlıkları. Altın madenciliğiyle ağır metallere boğulan sular. Nikel madenciliğiyle yok edilen ormanlık alan. Koylar kapatıldı insanlara. Artık beylerin malikanelerinin önünde havuz hâline getirildiler.
Sanayi alanı olarak kullanılan tarımsal araziler, yok edilen ovalar! Yetmezmiş gibi yerli tohum katliamı. Ardından gıda bağımlılığı...
Enerji üretim üssü yapıldı ülke. Enerji fazlamız olduğunu bizzat ilgili bakan söyledi. Peki bu enerji yatırımları neden? JES’lerle yok edilen Aydın Ovası ve diğer yatırım alanları... İncir yok zeytin de! Termik santrallerin zararları açık seçik ortada.
Rüzgâr enerjisi santralleri ne doğal bitki örtüsü bıraktı ne de doğal hayvanları. Yerleşim yerlerine sınır komşu edildiler. Gürültüleri cabası.
Demir çeliklerin tozları ayrı bir yıkım. Elektrikli ark ocakları tozlarından dağlar oldu! Kanser dağları oluşturmayı başardılar. Ölen ölene... Kârları en yüksek düzeyde ama; sorun yok o zaman.
Gemi söküm üssü olduk! Ne kadar tehlikeli atık varsa ülkemize...
Bir siyasal irade sadece sermaye amaçlı düşününce böyle oluyor. “İsteseniz de istemeseniz de...” Kanal İstanbul yapılır. Geçseniz de geçmeseniz de otoyol ve köprülere garanti parası ödetirler. “Parayı veren gece kızı görür...” diyebilir rahmetli Bakan; anlayışları bu. “Ülkeyi pazarlamakla görevli...” Başbakanımız olur.
Yaşamın sermayeye katılmasının sonuçlarıdır bunlar. Yaşam tüketiliyor. Varlık anlamsızlaştırılıyor. Ülke, yaşam alanlarımız yok ediliyor.
Saflarımızı belli etmek zamanındayız: Ya sermaye ya da yaşam!