AKP programının girişindeki iki paragrafa göz atalım:
“Partimiz, dürüst, dinamik, ilkeli kadroları ve ülkemizin ufkunu açacak bir siyasal perspektif ile halkımızın yıllardır çekmekte olduğu sıkıntıları sona erdirmeyi…Türkiye'yi layık olduğu aydınlığa kavuşturmayı amaçlamaktadır.
“Toplumları ve devletleri tahrip eden yozlaşma, yolsuzluk, usulsüzlük, çıkarcılık, iltimas, hukuk önünde ve fırsat açısından eşitsizlik, ırkçılık, partizanlık, despotluk gibi olumsuzluklar partimizin en yoğun mücadele alanlarıdır”
Giriş bölümünün son cümlesi de şöyle: “Allah'ın yardımıyla her şey bizimle daha iyi olacak.”
Her şey derken, kişi başına düşen yıllık milli gelir başlangıçta yükseldi. Sonra ulaştığı yıllık 12 bin 500 dolardan 8 bin 500 dolara düştü. 2022’nin sonunda bu rakam 6 bin 500 dolara düşebilir diye bazı öngörüler de var. Ülke fakirleşiyor. Peki herkes mi fakirleşiyor. Tabii ki hayır!
Yine TÜİK bilgilerine göre, emekçilerin milli gelirden işgücü ödemelerinin aldığı pay son iki yılda yüzde 38’den yüzde 25’e düştü. İşin ilginç yanı, TÜİK verilerine göre, işgücü 2022 yılının ikinci çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 66,4 arttı. Ancak buna rağmen, işgücü ödemelerinin milli gelirden aldığı pay son bir yılda yüzde 32,6’dan yüzde 25,4’e düştü. Yani çalışanlar süratle fakirleşiyor.
Gıda enflasyonu fiilen yüzde 300’e yaklaştı, resmî açıklama bile yüzde 80’e yakın.
Vatandaşın parasını hortumlayan Çiftlikbank, Thodex gibi sistemler denetimsiz çalışıyor. Kuşkusuz halkın bir kısmının çalışmadan hemen zengin olma çılgınlığı, bu sitemlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor. Köprü satan Sülün Osman vatandaşın saflığından yararlanıyordu ama ortada bir açgözlülük de vardı. Banker Kastelli, saadet zincirleri gibi olaylar devletin bilgisi içinde yapıldı. Ancak, geçtiğimiz 20 yıl içindekiler ise devlette tanıdığı olanların veya olduğunu iddia edenlerin organizasyonları.
Önemli bakanlarla çekilen fotoğraflar vatandaşı kandırmakta büyük destek sağlıyor. Örneğin, MHP eski milletvekilinin oğlu ile 28 Eylül 2020’de kurulan ortaklıktan yeşeren ve iddiaya göre 7 ay sonra 2 milyar dolarla yurtdışına kaçan Faruk Fatih Sözer, Thodex yöneticisi, bunlardan birisi…
Son model arabanın önünde uyuşturucu çekerken resmini paylaşan kişi yakalanınca ‘pudra şekeri çekiyordum’ diyebiliyor. Deste deste, tomar tomar paraların önünde poz verenler, silahını ortaya koyanlar, elinde kalaşnikof tüfek ile ilçelerde güvenlik gezisi yapanlar bu dönemde yaygınlaştı.
İşin bir başka yanı da bir evlilikte ortaya çıktı. Erzurum kadın milletvekili 3 yıl önce evlendiği kocasından ayrılırken, iddiaya göre 50 milyon lira maddi, 20 milyon lira manevi tazminat istemiş. Bir iddiaya göre evlenirken 2 buçuk milyon dolar borç vermiş. Erzurum’da bir evlilikte damat geline takı takacağında, gelin damada milyon dolarlar takmış. Hiç de inandırıcı değil.
İktidar partisi çözülmeye başladı. Daha önce rüşvetçileri büyükelçi tayin ederek susturabildiler, bir kısmının oğlunu, yeğenini milletvekili yaptılar, sesler kesildi. Zarar eden şirketleri borsada halka açarak paraları topladılar. Vatandaş yüzde 66 zarar etti, parasını kaybetti.
İşin yapıldığı her yerde para vardır ve paranın olduğu yere çökenler de vardır. Ancak yolun sonu göründü.
Bugüne dek Atatürk’ün adını ağzında almayan Diyanet İşleri bu yıl 30 Ağustos’ta nihayet “Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, istiklal mücadelemizin bütün kahramanlarını ve bu toprakları vatan haline getiren ecdadımızı, şükran ve minnetle yad ediyoruz.” diye mesaj yayınladı. İnandırıcı mı?
Erdoğan’a konuşmasını hazırlayanlar Atatürk’ün Gençliğe Hitabesine yollama yaparak bir metin hazırlamışlar. Ancak Erdoğan’ın hayatında bu metni okumadığı belli. Zira “bedhah” yerine “bedah”, “müstevli” yerine “müsevli” diye zorla okuyunca çok keyiflendim. Bu millet gün gelir, Mustafa Kemal’in Bursa nutkunu da ezbere okutur insana…