Videolar, Avignon’daki mahkeme salonunda olan 3 ekrandan oynatılmaya başladığında salona kurşuni bir sessizliğin çöktüğünü yazıyordu haberciler.
Fransa’yı sarsan seri tecavüz davasının merkezindeki kurban Gisele Pelicot, bir yatakta yan yatmış bir şekilde yatıyordu. Kolları önüne doğru gevşekçe uzanmış, ağzı açık. Horlama sesi mahkeme salonunu doldurmuştu. Bilincinin açık olmadığı, ölü gibi uyuduğu ortadaydı.
Videolarda, cinsel eylemde bulunan erkekler bedeniyle meşgulken tepki vermiyordu. Bayan Pelicot bu videoların halka açık bir şekilde gösterilmesi konusunda mahkeme salonunda çok mucadele etmişti. Çünkü bunların tartışılmaz kanıtlar olduğunu söylüyordu. Tecavüz mağdurlarının çoğu sadece edilen laflara ve olaylara dair anılara sahipken Bayan Pelicot, kendi kocası tarafından çekilmiş videolar ve fotograflar şeklinde koca bir kanıt kütüphanesine sahipti. Avukat Antoine Camus, bu kanıtları halka açık bir şekilde göstermenin “tecavüzün gözlerinin içine bakmak” için çok önemli olduğunu söyledi.
Bir İzmir erkeği olarak Fransayı son bir aydır etkisi altına alan bu davanın takipçisi olmayı bir görev biliyorum. Zira böyle bir durum burada başımıza gelirse hiçbir erkeğin, erkek dayanışmasına bel bağlamasını istemiyorum. Nasıl ki zamanında İzmirli gazeteciler, yine Fransa’da yaşanan Dreyfus davasını İzmir’deki adalet adına takip ettilerse ben de Bayan Pelicot’un davasını takip edeceğim.
Bayan Pelicot, eski kocası tarafından on yıldan uzun bir süre boyunca ona ilaç verip, uyutup, internetten tanıştığı insanlara tecavüz ettirmesinin mağduru. 71 yaşında ve emekli bir yönetici olan Bayan Pelicot, on sene boyunca tecavüzleri farketmiyor. Bazı günler kasık ağrıları, baş ağrıları olduğunu söylese de bunların başka nedenlerden olduğunu düşünüyor. Eski kocası Dominique Pelicot, bir süpermarkette de başka bir kadının etek altı videolarını çekmek isterken yakalanıyor. Soruşturmada bilgisayarına el konulduğunda farkediliyor. İkisi erkek biri kadın üç çocuk sahibi olan Bay Pelicot, kendi öz kızının ve gelinin gizli videolarını çekmekle birlikte karısına tecavüz ettirdiği ortaya çıkıyor.
71 yaşındaki Bayan Pelicot, davanın kapalı kapılar ardında yapılmasını talep etme hakkına sahipken, bunu kamuoyuna açıklamaya karar verdi. Bunu kendisi için değil, diğer kadınları korumak için yaptığını söyledi ve ekledi. “Utanç” dedi “taraf değiştirmek zorunda”
Tecavüzden dolayı suçlanan adamlar Fransız toplumunun küçük bir özeti gibi. Kamyon şöförleri, marangozlar, memurlar, bir hemşire, bir bilişim uzmanı yerel gazeteci, içinde bir Türkün de olduğu göçmenler. Yaşları 26 ile 74 arasında değişen 50 adam. Bir çoğunun çocuğu var bir çoğu evli. Dört ay boyunca sürecek davada altı veya yedi kişilik gruplarla mahkemeye gelecekler.
15 kişi hariç hepsi suçlamaya itiraz etti. Bir çoğu, Bay Pelicot tarafından yatak odasına girmeye kandırıldıklarını söylerken, bir çoğu çiftin cinsel fantezisinin bir parçası olarak karısının uyuduğunu veya uyuyormuş gibi davrandığına inanmalarının sağlandığını söylüyor. Hatta bu hafta birisi kendisinin de uyuşturulduğunu arabasına dönene kadar hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Bir diğeri ise Bay Pelicot’dan korktuğunu onun bir psikopat olduğunu ve dediklerini yapmak zorunda kaldığını söyledi.
Bayan Pelicot’un avukatlarından biri olan Bay Camus ise sanıkların yapabilecekleri en makul savunmayı yaptıklarını, onların odaya girmek için zorlandığının veya manipule edilmelerinin mümkün olabileceğini fakat odaya girdikten sonra Bayan Pelicot’un rızasının olmadığını, bilinçli olmadığını net bir şekilde görebileceklerini beyan etti. Bu sanıklar, bilinçsiz bir kadına tecavüz eden tecavüzcülerden başka insanlar değillerdi.
Videolar tam bu noktada devreye giriyor. Polis’in başka bir soruşturma sırasında bulduğu ve “İstismar” adlı klasörde bulunan 20binden fazla video ve fotograf öncelikle mahkeme tarafından “uygunsuz ve şok edici doğaları” nedeniyle izlenemeyeceğine karar vermişti. Geçen hafta Cuma günü tartışma salonundaki bir tartışmanın ardından fikirleri değişti ve “gerçeğin ortaya çıkması” için videoların gösterilebileceğini duyurdu.
Cuma öğleden sonra, mahkeme salonunun üç ekranından yaklaşık bir düzüne video ve 10 fotograf gösterildi. Bu görüntüler, izleme salonunda bulunan her davada Bayan Pelicot’u desteklemeye gelen çoğu istismar mağduru insanlara da gösterildi.
Sadece videoların isimlerinin başlıkları bile insanların tüylerini ürpertirken, savcı bir noktada bunları okumak istemediğini belirtti. Videolar rahatsız edici bir şekilde uzun süre oynatıldı. Sanıklar yüzlerini indirirken bir çok avukat ve gazeteci ekranlara bakmayı bıraktı.
Videolar gösterildikten sonra sanıklardan Thierry Postat’a, ve Simone Mekenese’ye açıkca “Bayan Pelicot’un baygın olduğunun farkında değil miydiniz?” diye sordu. Hepsi bilinçsiz olduğunun farkındaydı. Bir gün önce bay Postat mahkemede “Bayan Pelicot’tan izin almadıkları için tecavüzcü olabileceklerini ama ruhlarında tecavüzcü olmadıklarını” söylemişti. Oysa hiç biri Pelicot’un bilinçsiz olduğunu farkedip odadan çıkmamışlardı. Videolar izlendikten sonra celse ani bir şekilde bitti. İnsanlar şok ve şaşkınlık içinde mahkemeyi terk ederken, desteğe gelen erkeklerden “Erkek olmaktan neredeyse utanıyorum. Uyuduğunu görebiliyordunuz. Bilinci kapalı olduğu belliydi” diyordu.
Bayan Pelicot, avukatlarıyla birlikte mahkeme çıkışına doğru yürürken çoğu istismar mağduru kadın ve erkeklerin gür alkışları ile karşılandı. Durdu, gruba baktı ve elini kalbine koydu. Bunları açıkca yazmamın nedeni, hiçbir insanın yaptığının yanında kalmayacağını, örtbas edilmeyeceğini düşünmesini sağlamak. Elbet yapılanlar bir gün ortaya çıkacak ve İzmirliler asla bu olayın örtbas edilmesini sağlamayacak. Utanç taraf değiştirecek, mağdurlar değil istismarcılar utanacak. Bu İzmir’de en azından böyle olacak.