İzmir doğumlu biri olarak anne tarafından Giritliyim. Ben bir mübadele torunuyum…

Neden böyle bir giriş yaptığımı merak ettiyseniz hemen söyleyeyim, size sanatla ilgili harika bir haberim var. İzmir Devlet Tiyatrosunda çok güzel bir oyun sahnelenmeye başladı, geçen hafta ilk gösterisini yapan bu harika oyunun adı  “ Rembetıko Efsanesi “ bu haftaki yazımda size hem bu oyunu yazacağım hem de mübadele döneminden bahsedeceğim…

1983 yılında dünyaca tanınan Yunanistanlı yönetmen Costas Ferris tarafından çekilen “Rembetıko” isimli film 1923 yılında İzmir'den gelen mübadillerin yaşam öykülerini anlatıyor. Filmde en çok dikkat çeken nokta mübadeleye farklı bir bakış açısı kazandırması. Çünkü hikâye içinde ki kişi bir rebet şarkıcısı ismi de Marika. Marika'nın yaşadıkları, zorunlu olarak mübadele ile İzmir’i terk etmeleri ve Anadolu Rumları olarak Yunanistan'da dışlanmaları ve yaşadıklarını anlatıyor. Filmde baştan sona Rembetiko müziği var, film bir müzikal dram. Beyaz perde de izleyicinin beğenisini toplayan birçok ödüle layık görülen bir film. Bende filmi izlediğimde çok etkilenmiştim. Çünkü mübadelenin içinde büyümüş biriyim…

Annemin babası yani dedem henüz 9 yaşında bir çocukken anne ve kardeşleri ile mübadelede Türkiye'ye gönderilen göçmenlerden. Çocukluğumdan beri birçok hikâyeyi dinleyerek büyüdüm. Bizimkiler orada doğup büyümüşler ve o topraklar ile güçlü bağları vardı aynı olayı buradan giden Anadolu Rumları da yaşadılar. Yaşanan acılarda duygularda ortaktı…

Film daha sonra yine Costas Feriss tarafından bir tiyatro oyununa çevrilmiş. İlk kez Ankara Devlet Tiyatrosu'nda oynanan oyun yıllar sonra İzmir'de Devlet Tiyatrosu sahnesinde seyirci ile buluştu. Oyunun yönetmeni İzmir Devlet Tiyatrosu'nun çok değerli sanatçısı Murat Çidamlı ve harika bir oyun ortaya çıkmış. Oyunu izlerken çok etkilendiğim ayrıntılar var… bir de tabiî ki işin bir duygu boyutu var yazımın başında belirttiğim gibi ben bir mübadele torunuyum. Dedemlerin hem Yunanistan da hem de buraya geldikten sonra neler yaşadıklarını çok iyi biliyorum. Oyunu izlerken o duyguları çok iyi hissettim ve salonda ki tüm izleyicinin duygusallaştığı birçok sahne oldu. Oyun filmdeki gibi çok kalabalık bir kadrodan oluşuyor, tiyatro sahnesinde kalabalık bir kadro ile oynanan bir oyun bu da ne kadar çok emek verildiğini çok iyi anlatıyor…

Mübadele dönemini ve yaşananları hep bizim açımızdan biliyordum. Bizim insanlarımızın yaşadıklarını, korkularını, dışlanmaları, endişeleri ve hayatta kalma çabalarını. Oyunu izlediğim zaman Türkiye’de yaşayan ve buradan gönderilen Anadolu Rumlarının da aynı olayları ve duyguları yaşadığını gördüm…
Bir yandan tüm dünyaya hükmeden devletler ve türlü oyunlar ile ayrıştırılan ve yalnızlaştırılan vatansızlaştırılan insanlar vardı. Bu güne kadar mübadeleyi konu alan kitaplar, filmler ya da tiyatro oyunları yapıldı. Ama birçoğunda ne kadar sığı ve ucundan kıyısından konuya temas olduğunu daha iyi gördüm. Çünkü hep okurken ya da izlerken merak ettiğim açıklığa kavuşmayan yanlar ve sorular olurdu kafamda. Çoğunun cevabını burada buldum…
Rembetiko filminin yönetmeni Costas Ferris ile tanışma ve bir röportaj yapma şansımda oldu.

Bunun için gerçekten çok şanlı ve mutlu hissediyorum. Şuan 90'lı yaşlarda olan ünlü yönetmen “rembetiko efsanesi doğduğu topraklara yani İzmir’e geri döndü ve bunun için çok mutluyum çok duygu yüklüyüm “ dedi. Çünkü rembetiko İzmir'de başlayan bir hikâye, ünlü yönetmen Ferris yaşanan duyguların olayların her iki taraf içinde aynı olduğunu savaşın kötü yönlerinin insanları nasıl etkilediğini  ve tüm dünya barışının önemini vurguladı…
Çünkü kendisi de bu mübadelenin insanlarından biriydi, şahit olmuş ve yaşananları görmüştü.
İnsanın doğduğu ve büyüdüğü topraklardan koparılması belki de yaşayabileceği en zor şey…

Dedemin annesi yani büyükannem hep cunda adasından karşı kıyıya doğru bakar ve özlem gidermeye çalışırmış. Çok sevdiği eşini yani büyük babamı orada savaşta kaybetmiş, evini barkını ve büyüdüğü toprakları geride bırakıp çocukları ile birlikte buraya gelmişler…
Yanlarına sadece bir valiz alabilmişler. Peki, söyleyin bana bir valize ne sığar ki?
Anıları, hatıraları, özlemleri, neşeleri, kahkahaları hangi biri? Bir valize ne sığar ki?
Mübadelenin tüm insanları nereli olduğu önemli değil hepimiz bu dünyada yaşıyoruz,
Benim dedem dedelerimiz ninelerimiz ne zorluklar yaşamışsınız neler görmüşsünüz hem bu kıyıda hem karşı kıyıda hiçbir farkınız olmadan…
Benden selam olsun karşı kıyıya yaşanmışlıklara yaşananlara…