Kişi hak ve özgürlüklerinin önündeki engelleri ve yasakları kaldırmak için halktan oy alarak seçilen siyasi iktidarın geldiği yer ortada. Yaşam hakkı dâhil tüm temel hak ve özgürlükleri ihlal eden ya da kısıtlayan, toplumu ve bireyleri baskı altına alan otoriter yönetim anlayışının sonuçlarını yaşıyoruz. Bütün baskıcı iktidarlar gibi mevcut siyasi iktidar da toplumu zapturapt altına almak için ifade özgürlüğüne, haber alma hakkına yönelik ağır baskılarını sürdürüyor.
Sahadaki her muhabir, polisin baskı ve fiziki müdahalesi ile karşı karşıya. Yazı yazan herkes “acaba” duygusuyla kendi kendini sansürler halde. Hepimiz yazarken ve konuşurken “dikkatli olmaya” çalışıyor, düşüncelerimizi özgürce ifade edemiyoruz. Düşüncelerini açıkladığı, yazı yazdığı, haber yayınladığı için hakkında ceza davası açılanların sayısı on binlerle, iktidar yanlısı olmayan medya organlarının aldığı para cezaları yüz milyonlarla, kapatma ya da program durdurma cezası sayıları yüzlerle ifade ediliyor. Son olarak Deutsche Welle (DW) Türkçe ve Amerika’nın Sesi (VOA) Türkçe haber sitelerine lisans başvurusu yapmadıkları gerekçesiyle erişim engeli getirildi.
İş bununla da kalmadı. DW ve VOA’ya erişim engeli getirilmesini sağlayan RTÜK akıllara zarar bir açıklama yaptı. RTÜK yaptığı açılmada; “ifade ve basın hürriyetine ilişkin hiç kimsenin tereddüt etmesine, gereksiz endişeye kapılmasına, yasal dayanaklarıyla işini yapan Üst Kurulumuzu töhmet altında bırakacak açıklamalar yapmasına lüzum olmadığını” söyledi. “Gereksiz endişe” öyle mi? “Yasal dayanaklar” öyle mi? Hangi amaçla çıkarılan hangi “yasalara dayanarak” size verilen “işi” yaptığınızı bu toplum biliyor. Temel hak ve özgürlükleri korumayı değil, sırtınızı dayadığınız siyasi iktidarın bekasını korumayı seçmiş bir kurum olarak sizi “töhmet altında bırakacak açıklamalar” yapılmasına gerek yok zaten. Zira siz o “töhmetin” bizatihi kendisi durumundasınız.
Toplumun temel sorunlarına, işsizliğe, yoksulluğa, adaletsizliğe, gençlerin iyi eğitim alamamasına, her şeye rağmen ve kendi imkânlarıyla iyi eğitim alabilenlerin yurt dışına göç etmesine, yolsuzluğa çare bulamayan iktidar, yol açtığı sorunların konuşulmasını engellemeye çalışıyor. İşsizlik, yoksulluk ve yolsuzluk mızrakları çuvala sığmayınca hepimizin kafasına birer çuval geçirip hiçbir şeyi göremez hale gelmemiz için her yolu deniyor.
Bütün otoriter rejimler gibi basını susturmayı, kendisine yönelik eleştiri ve suçlamaları örtmeyi amaçlayan bu iktidar da amacına ulaşmayacaktır. Tarih boyunca olduğu gibi, iyiyi ve güzeli, hakkı ve hukuku, doğruyu ve adaleti savunan; kamunun parasına, malına ve doğaya sahip çıkan; yoksulun, emekçinin, ezilenin yanında olanlar bütün engelleri aşacaktır. Halkın haber alma hakkına sahip çıkan gazeteciler oldukça, getirilen her erişim engeli de aşılacaktır. Gerekirse dumanla haberleşecek ve halkın parasını soyanları, hakkımızı yiyenleri, karanlık odaklarla işbirliği yapanları duyacak ve göreceğiz. Sırtını, mücadele edeceğini söylediği 3Y’ye batmış iktidara dayayanlar değil halktan güç alanlar kazanacak, işini onurla yerine getirenler daima hatırlanacaktır.