Seçimlerden sonra oluşan “Muhalefet boşluğu”nda Türkiye’de, İYİ Parti’ye bugün, dünden daha çok ihtiyaç olduğu görülmektedir.

Meral Akşener’in siyasal ve hukuksal engellemelere karşın çetin bir mücadeleyle kuruluşunu gerçekleştirdiği İYİ Parti, bugün siyasi hayatımızın merkezine yerleşti.

Milli merkez”de konumlanan İYİ Parti; bugün demokrasinin ve siyasi hayatımızın “sigorta”sı haline geldi.

İYİ Parti; bugünkü siyasi konjonktürde etkileyici ve belirleyici bir kulvarda siyaset yapıyor.

İYİ Parti; işçinin, köylünün, üreticinin, öğretmenin, öğrencinin ve dezavantajlı kesimlerin Ankara’daki sesi oluyor. 

Akşener’in önderliğinde İYİ Parti; barışçı, kucaklayıcı, aklı-bilimi önceleyen, problem değil, çözüm odaklı, ülke ve ulus bütünlüğü ekseninde siyaset yapan “merkez parti” ihtiyacını karşılıyor.

Bu arada; İYİ Parti çağdaş eğitimi, özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı demokrasi ile hukuk devletini temel felsefe olarak benimsiyor. 

Öte yandan; İYİ Parti lideri Akşener, Ankara’da Genel Merkez’de oturarak siyaset yapma yerine Anadolu’yu karış karış dolaşarak halkla birlikte politika üretiyor.

İYİ Parti; halka dokunarak ve halkla iletişim kanallarını açık tutarak halkın sorunlarına halkla birlikte çözüm arayarak Ankara ile Anadolu arasında bir “köprü” işlevini yerine getiriyor. 

DEMİREL VE ÖZAL GİBİ

Diyebiliriz ki; İYİ Parti Lideri Akşener, Anadolu muhafazakârlığıyla Batı çağdaşlığını milliyetçi ve sivil demokrasiyle sentezleyen, sosyal adaleti önceleyen Demirel ve Özal çizgisinden siyaset yapıyor.

Ayrıca; Akşener’in kuşatıcı ve kucaklayacı siyaset tarzı; toplum kesimlerinin “sesi” olarak etkili bir siyasi figür haline gelmesine yol açtı.

Akşener; muhalefetin görevinin problemleri tespit ederek dillendirmek, iktidarın görevinin de problemlere çözüm üretmek olduğunu söylüyor; iktidarın sorumluluktan sıyrılarak muhalefetin rolünü yüklenmesinin önüne geçme stratejisini uyguluyor.

AK Parti’nin Cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinden başarıyla çıkması; muhalefet partilerinde, özellikle de CHP’de “moral bozukluğu”na ve “değişim süreci”ne neden oldu. 

Böylece; muhalefette dağınıklık ve boşluk oluştu.

Oysa; siyaset “boşluk” kaldırmayacağı gibi; muhalefet de demokrasinin “sigorta”sıdır. 

İktidar her rejimde var.

Oysa; muhalefet sadece demokrasilerde var.

Dolayısıyla; demokrasiyi iktidar olma yolu açık, güçlü ve özgür muhalefet tanımlar.

Bu gerçek karşısında, İYİ Parti’ye bugün, dünden daha çok ihtiyaç var.

Bu arada; seçimlerden hemen sonra düzenlenen İYİ Parti Kurultayı’nda Genel Başkan Akşener; partisinde geniş kapsamlı bir vitrin yenilemesi yaparak geleceğe doğru yeni mesajları da böylece topluma yansıtmış oldu. 

Diyebiliriz ki; Akşener, dünü geride bırakarak bugün yeni bir başlangıç yapıyor. 

Sonuç olarak: Muhalefetsiz demokrasi kanatsız kuş gibidir, uçamaz.