Bir kadın değil bir hayat seçersiniz.

Bir erkeğin düşünsel yeteneği, estetik birikimleri ne olursa olsun, hayatta durduğu kat, içine doğduğu kattır, tanıdığı ilk kadının, annesinin onu bıraktığı kat.

Giyim zevkinin bulunmadığı bir bahçede doğduysanız, giyim zevkinizin gelişmiş olduğu bir bahçeye sizi ancak bir kadın götürür.
Sofraların inceliklerle donatılmadığı bir katta doğduysanız, incelikli sofraların bulunduğu kata sizi götürecek olan da bir kadındır.
Birlikte olduğunuz kadın değiştiğinde, değişen yalnızca bir kadın değildir, hayatın neredeyse bütünü değişir, bir başka kata, bir başka bahçeye geçersiniz, orada her şey farklıdır.

Dinlediğiniz müzik, okuduğunuz kitap, yediğiniz yemek, gittiğiniz yerler, buluştuğunuz arkadaşlar, hatta taktiğiniz kravat bile değişir.
Bir erkeği hayatın içinde kadınlar gezdirir, hayatın katları arasında kadınlar dolaştırır.

Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, esprili bir kadına rastlarsanız espriniz, zeki bir kadına rastlarsanız zekânız gelişir; yeni huysuzluklar, kaprisler, kavga nedenleri, acılar da öğrenirsiniz.

Hayat, kutsal kitaplarda anlatıldığı gibi kat kattır; Habil’in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir.
Bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür.

Ve bugün durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara, gördüğünüz hayat, yanınızdaki kadının terası, manzarası, hayatidir; hayatın hangi katında durduğunuzu, yanınızdaki kadının durduğu kat belirler. Hayatınız, seçtiğiniz kadındır.
BİR KADIN DEGİL BİR HAYAT SEÇERSİNİZ ÇÜNKÜ
Ahmet Altan

*
Ahmet Altan Nokta dergisinde bu yazıyı yazdığında sanırım sene 1993 ya da 1994 idi..
Henüz onu sevenlerin “delirdi mi len bu adam?” diye endişe etmediği zamanlar yani…
Kitaplarla büyüyen, yazarlarla yolunu belirleyen biri olarak Altan’ın bu satırlarındaki teras oldum ben.
Hiç unutmadım bu çizilen fotoğrafı.
Ve bol saksılı bir teras yeşilliğinde kadınlar tanıdım hep…
Eril zulmüne eyvallah etmeyen ama onlara ‘ah yazık be sana’ diyen…
*
Kadının tercihi can yakar.
Hem kendi ciğerini …
Hem palavrasını yemediği hiç büyümeyen ergenleri…

Atasözlerini hafife almamak lazım; kadın seni rezil de eder vezir de…
Ortaçağ’da cadı diye korktukları da kadın…
İmparatorlukların gizli dinamitleri / dinamikleri de…
Hepsini unut; öfkesinden korktuğumuzun ismi Doğa Ana!
Eğil önünde…

3. Dünya savaşı geldi diyorlar ya…
Bak bakayım o kararda bir kadın iradesi var mı?
Yok... Ama son sözü, gücü, sonucu bekle…
Neşet Ertaş koymuş aslında son noktayı:
Kadın insan, erkek insanoğlu..
*
Bak mesela bu ara son üç senedir sosyal medya fenomeni adı altında akıl almaz servete kavuşan ailelerin hepsi sapır sapır dökülüyor.
Sebep olanlara bak yine kadınlar! Sonradan görme kadın hırsı… Hemcinsine nispet yapan kadın abartısı...
Kısacası kadınlar birbirine girdi onların bu savaşları koskoca erkek çetelerinin çökertti iyi mi?
*
Aslanım kadınlar!
En kötünüzün bile bu dünyaya bir hayrı var!
;)