Etrafınıza iyi bakın, o kadar çoklar ki…
Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle iyice görünür oldular.
Kimlerden mi bahsediyorum?
Her şeyin en iyisini, en doğrusunu bildiğini iddia eden 'herbokolog' abi ve ablalardan.
En iyi aktivist, en kral devrimci onlar…
Marx'ı, Lenin'i, Atatürk'ü en iyi onlar biliyor.
Sosyalizm onlardan soruluyor.
En baba çevreci onlar.
Anlamadıkları konu yok.
Hepsi ekonomist, şehir planlamacısı, siyaset uzmanı, medya duayeni, hukuk profesörü…
Ortak özellikleri hiç ama hiçbir şeyi beğenmemeleri.
Kimseyi takdir etmiyorlar.
Her olayda, her olguda her eylemde eleştirecek bir konu mutlaka ama mutlaka buluyorlar.
Harry Potter kitaplarından çıkıp gelmiş 'Ruh emiciler' gibi davranıp enerji vampiri gibi hareket ediyorlar.
Çalışan insanların, işini yapmaya çalışan bürokratların, siyasetçinin, gazetecinin, STK'ların moral motivasyonlarını düşürünce mutlu oluyorlar.
Kendilerinin 'kanaat önderi' olduğuna dair sarsılmaz bir inançları var.
Oluşturdukları 'yankı mağaralarında', etraflarına topladıkları üç-beş müritle kamuoyu oluşturduklarını falan zannediyorlar.
Kerameti kendinden menkul bu zatı muhteremler attılar mı mangalda kül bırakmıyor.
Sürekli bir düşman ve öteki yaratma peşindeler. Hayal mahsulü komplo teorilerine bayılıyorlar.
Gazetecilere, yöneticilere, politikacılara, STK'lara akıl vermeyi çok seviyorlar.
Aralarında kendini icazet makamı zannedenler var.
Benim doğduğum topraklarda bu tipler için söylenmiş çok güzel bir söz var.
Argosunu düzelterek alıntılıyorum.
"Burnunun ucunda peynir kırıntısı gören kendini mandıra sanıyor."
Sanki MFÖ şarkılarını onlar için yazmış;
"Teoride desen zehir gibi
Pratik dersen sallanmakta
Bazen ben humanistim diyor
Bazen rasyonalist oluyor
Değişik bir psikoloji
Bir felsefe idiotloji"
Sosyal medyanın güvenli ortamında devrimcilik yapmak, ona buna sallamak kolay. Empatiden yoksun narsist kişilik bozukluğu belirtisi gösteren bu tipler için bir küçük şarkı önerim daha var. Yine MFÖ'den gelsin…
"Peki peki, anladık
Her şeyden sen anlarsın
Her şeyi sen bilirsin
Sen neymişsin be abi…"
Haa bu yazıyı neden yazdınız diye soracak olursanız, bu tipler son zamanlarda gemi azıya alıp konforlu ortamlarından herkese sallamaya, ona buna ayar vermeye başladılar. Ben de ufak bir hatırlatma yapayım dedim. Yazımızı Mehmet Akif Ersoy'un şiirinden bir mısra ile sonlandırayım en iyisi…
"Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!"
Unutulmasın ki her firavunun bir Musa'sı vardır…